İlk figür Büyük Selçuklu maden sanatından insan figürlü süslemedir. Döneminde iç ve dış mekanları süsleyen insan tasvirleri genelde saray ve köşk gibi sivil yapılarda görülmektedir

Bu nadir süsleme, dönem sanatının incelik ve zarafetini gösteren bir örnektir, Göksu’nun atmosferine tarihi bir dokunuş katmaktadır. Etrafındaki insanlarla birliği ve beraberliği yansıtan bu süsleme ile Göksu’nun birleştirici ruhu yansıtılmaktadır. 

İkinci figür Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde yer alan, Çorum ili Alacahöyük kazısında çıkarılmış, MÖ. 2100-2000 tarihlerine ait evreni simgeleyen tunç dinsel sancaktır. Eserdeki yuvarlak, dünya veya güneşi temsil etmektedir.

Ana tema güneş metaforudur. Bu metafor sıcaklığı, yaşam enerjisini ve içtenliği çağrıştırdığı düşünülmektedir. Boynuza benzer figürler doğayı, kuşlar özgürlüğü, ok ya da güneşin varlığı ise ilerlemeyi sembolize etmektedir.

Üçüncü figür; New York’ta bulunan Metropolitan Müzesi’nde bulunan, geyik biçimli gümüş kutsal sunu kabını (rhyton) elinde tutan figürden detaydır. Üzerindeki detaylar, o döneme ait inanç ve ritüellerin izlerini taşır.

Yüz ve kıyafet detaylarıyla döneminin klasik özelliklerini yansıtan figürün elindeki sunu kabı Hitit dönemine ait tüm incelikleri göstermektedir. Her detayında bir hikaye barındıran bu figür, bakışları üzerine çeker ve ziyaretçileri mistik bir yolculuğa davet eder.

 

Dördüncü figür, kuvvetin, ihtişamın ve gücün sembolü olan çift başlı kartal figürüdür.

Bu figür de Hitit’lerin en önemli sembollerinden biridir.

Bir diğer figür ise Geç Hitit Dönemi’ne ait Malatya Aslantepe’ye ait kent duvarı kabartmasıdır.

Bu eser de döneminin en özel eserlerinden olup Göksu’nun ruhuna fark katmaktadır.

En son figürümüz, MÖ. 8.yy. İkinci yarısına ait Kargamış’tan Kuş Adam stilli kabartmasıdır.
 Kanatlar, özgürlüğü ve yükselişi sembolize ederken, insan formu ise insanın doğa ve kozmosla olan ilişkisini ifade eder.